George Orwell'in distopik başyapıtı '1984', totaliter bir rejim altında bireyin özgürlüğünün ve düşünce gücünün nasıl ezildiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer. Kitap, Okyanusya adlı hayali bir ülkede, Büyük Birader (Big Brother) tarafından yönetilen ve her an her yerde gözetlenen bir toplumda yaşayan Winston Smith'in hikayesini anlatır. Partinin en önemli ilkesi "Savaş Barıştır, Özgürlük Köleliktir, Bilgisizlik Güçtür." şeklindedir. Partinin temel amacı, geçmişi kontrol ederek geleceği şekillendirmek ve insanları tamamen kendi istediği gibi düşünmeye ve davranmaya zorlamaktır. Bunun için 'Düşünce Polisi' (Thought Police) sürekli olarak muhalifleri izler ve 'yeniden eğitim' adı altında beyinlerini yıkamaya çalışır. Dil de Partinin bir silahıdır; 'Yeni Konuş' (Newspeak) adı verilen bir dil geliştirilerek, muhalefeti ifade edebilecek kelimeler ortadan kaldırılır. Winston, bu baskıcı düzene karşı çıkarak Julia ile gizli bir ilişki kurar ve 'Kardeşlik' (Brotherhood) adlı gizli bir direniş örgütüne katılmaya çalışır. Ancak bu çabaları sonuç vermez ve sonunda yakalanarak işkence görür. Kitap, bireysellik, hafıza, gerçeklik ve gücün doğası gibi derin temaları işler. Orwell, bu eseriyle totaliter rejimlerin tehlikelerine ve propagandaya karşı uyarır. Hedef okuru, siyasi rejimlerin insan üzerindeki etkilerini anlamak isteyen, distopik kurguyu seven ve toplumsal eleştiriye açık okurlardır. '1984'e benzer eserler arasında Aldous Huxley'nin 'Cesur Yeni Dünya'sı, Ray Bradbury'nin 'Fahrenheit 451'i ve Yevgeny Zamyatin'in 'Biz'i sayılabilir. Bu eserler de benzer şekilde, baskıcı rejimlerin birey üzerindeki etkilerini ve teknoloji, propaganda gibi araçlarla kontrolün nasıl sağlandığını ele alır.

George Orwell (gerçek adı Eric Arthur Blair), 25 Haziran 1903'te Hindistan'ın Motihari kentinde doğmuş İngiliz romancı, denemeci ve gazetecidir. Çocukluğunu ve gençliğini İngiltere'de geçiren Orwell, Eton Koleji'nde eğitim görmüş ancak burslu olduğu için ailesine yük olmamak adına mezuniyet sonrası üniversiteye gitmemiştir. Burma'da İmparatorluk Polis Teşkilatı'nda görev yapmış, bu deneyimi ona sömürgeciliğin acımasızlığını göstermiş ve sonrasında bu görevinden istifa etmiştir. Bu dönemdeki gözlemleri, ilk önemli eseri olan 'Burma Günleri'ne ilham vermiştir. Orwell'in üslubu genellikle sade, açık ve doğrudan bir anlatıma sahiptir. Edebiyatta sosyalist idealleri savunmuş, ancak Sovyetler Birliği'ndeki Stalinci rejimin gerçek yüzünü gördükçe bu ideallerden uzaklaşmış ve totalitarizme karşı keskin bir muhalif haline gelmiştir. Bu dönüşüm, 'Hayvanlar Çiftliği' ve '1984' gibi eserlerinde açıkça görülür. 'Hayvanlar Çiftliği', Rus Devrimi'ni ve sonrasındaki Stalinist rejimi hayvanlar üzerinden alegorik bir dille anlatırken, '1984' ise totaliter devlet kontrolünü ve bireyin özgürlüğünü kaybetmesini konu alır. Orwell'in diğer önemli eserleri arasında 'Paris ve Londra'da Beş Parasız', 'Bayanın Hizmetkarı', 'Katalonya'ya Selam' ve 'Wigan İskelesi Yolu' bulunur. Eserlerinde genellikle yoksulluk, adaletsizlik, siyasi baskı ve dilin siyasi amaçlarla nasıl kullanıldığı gibi konuları işlemiştir. Orwell, genç yaşta yakalandığı tüberküloz hastalığı nedeniyle 21 Ocak 1950'de Londra'da hayatını kaybetmiştir. Edebiyata yaptığı katkılar ve siyasi duruşu nedeniyle 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilir. Eserleri birçok dile çevrilmiş ve günümüzde de güncelliğini koruyarak okurları etkilemeye devam etmektedir.