İskender Pala'nın kaleme aldığı 'Fatih Sultan Mehmed', sadece bir tarih kitabı olmanın ötesine geçerek, Osmanlı İmparatorluğu'nun altın çağını başlatan büyük padişahın hayatına, kişiliğine ve dönüm noktası olan fetihlere derinlemesine bir bakış sunan kapsamlı bir eserdir. Kitap, Fatih'in çocukluk yıllarından başlayarak, eğitim hayatındaki önemli hocalarını, devlet adamlığına giden yolda karşılaştığı zorlukları ve Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in fethine giden süreci detaylı bir şekilde anlatır. Pala, Fatih'in sadece bir komutan ve devlet adamı olarak değil, aynı zamanda bir bilim ve sanat hamisi olarak da portresini çizer. İstanbul'un fethi, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasıdır ve bu kitap, bu tarihi olayın ardındaki stratejileri, motivasyonları ve sonuçları ustalıkla ele alır. Fatih'in adalet anlayışı, vicdan muhasebesi ve insani yönleri de göz ardı edilmez. Kitapta, fetih sonrası İstanbul'un yeniden imarı, eğitim kurumlarının kurulması ve bilimin gelişimi gibi konular da işlenir. Fatih'in kişisel kütüphanesinden, ilgi duyduğu ilim dallarından bahsedilir. Eserin ana temaları arasında fetih kültürü, cihan hakimiyeti ideali, adalet ve hoşgörü ilkeleri, ilim ve irfan sevgisi yer alır. Hedef okur kitlesi, tarih meraklıları, özellikle Osmanlı tarihi ve Fatih Sultan Mehmed dönemi hakkında bilgi edinmek isteyenler, gençler ve öğrencilerdir. Benzer eserler arasında Necdet Sakaoğlu'nun 'Fatih Sultan Mehmed ve Devri', Lord Kinross'un 'Atatürk'ün Doğuşu' (tarihi kişiliklere odaklanma açısından), Halil İnalcık'ın Osmanlı tarihi üzerine çalışmaları ve Ahmet Şimşirgil'in Osmanlı padişahları hakkındaki eserleri sayılabilir. Pala'nın kendine özgü akıcı ve edebi üslubu, okuyucuyu adeta tarihin içinde bir yolculuğa çıkarır.

İskender Pala, Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olup, özellikle tarihi romanlar ve denemeleriyle tanınmaktadır. 1958 yılında Uşak'ta doğan Pala, ilk ve orta öğrenimini Uşak'ta tamamlamış, ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olmuştur. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını da aynı üniversitede tamamlayan Pala, akademik kariyerine paralel olarak yazarlık hayatına da devam etmiştir. Türk edebiyatı ve dil bilimi alanındaki derin bilgisi, eserlerine zengin bir dil ve üslup katmaktadır. Pala'nın edebi üslubu, klasik Türk edebiyatının inceliklerini modern anlatım teknikleriyle harmanlar. Akıcı, sürükleyici ve aynı zamanda derinlikli bir anlatıma sahip olan Pala, tarihi olayları ve şahsiyetleri canlı bir şekilde okuyucuya aktarır. Eserlerinde genellikle divan edebiyatı geleneğinden beslenir, ancak bunu günümüz okuyucusunun anlayabileceği bir forma dönüştürmeyi başarır. Önemli eserleri arasında 'Abbas', 'Kırk Hadis', 'Münir Nurettin Selçuk', 'Şiir Kıraathanesi', 'Peygamber Efendimizin İzinde', 'Telmih', 'Müennes', 'Aşkname', 'Yâren', 'Gül Yetiştiren Adam' ve 'Od' gibi romanları ve deneme kitapları bulunmaktadır. Özellikle 'Gül Yetiştiren Adam' adlı eseriyle geniş kitlelere ulaşmış ve önemli başarılar elde etmiştir. İskender Pala, birçok edebiyat ödülüne layık görülmüştür. Bu ödüller arasında Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü gibi prestijli ödüller de bulunmaktadır. Yazarın eserleri genellikle tarihi derinlik, mistisizm ve insani değerler üzerine odaklanır. Fatih Sultan Mehmed gibi tarihi şahsiyetleri ele alırken, sadece biyografik bilgilere değil, aynı zamanda dönemin ruhunu, kültürel atmosferini ve karakterlerin iç dünyasını da yansıtmayı hedefler. Pala, eserlerinde milli ve manevi değerlere de önem verir. Dönemi itibarıyla, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş ve fetih dönemi üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir. Bu dönem, aynı zamanda Türk edebiyatında da tarihi roman türünün geliştiği bir zamana denk gelir. İskender Pala, bu geleneği modern bir bakış açısıyla sürdüren önemli bir yazardır.