Khaled Hosseini’nin 2003’te yayımlanan ilk romanı Uçurtma Avcısı, 1970’lerin sonlarından 2001’e uzanan bir zaman diliminde, Afganistan’ın siyasi ve toplumsal depremlerini arka plana alarak iki çocuğun kaderini anlatır. Baba-oğul, dostluk, ihanet, suçluluk ve kefaret temalarını merkeze alan roman; Kabullu zengin bir Pashtun olan Amir’in, aynı evde büyüyüp de sınıfsal ve etnik farkla ayrılan Hazara çocuk Hassan’la olan ilişkisini, 1975’teki uçurtma turnuvası sonrası yaşanan travmatik olay etrafında şekillendirir. Hassan’ın Amir tarafından ihmal edilmesi, ardından babası Ali’yle birlikte evi terk etmesi, Sovyet işgaliyle ABD’ye kaçan Amir’in yıllarca süren özgürlük-yabancılaşma döngüsü ve nihayetinde “senin için bin kez” dönüşü, romanı modern Afgan edebiyatının en etkileyici kefaret yolculuklarından biri yapar. Hosseini, uçurtma sembolü üzerinden hem çocukluk masumiyetini hem de ülkenin gökyüzünden süzülen bombalarla yitip giden masumiyetini eşzamanlı okur; savaşın, Taliban baskısının, mülteci kamplarının ve 11 Eylül sonrası ABD algısının yarattığı kırılmaları bireysel hafızayla örtüştürür. Romanın tematik ağırlıkları: sınıf ve etnik ayrımcılık (Pashtun–Hazara gerilimi), baba figürüne duyulan hayranlık-öfke ikilemi, ataerkil kültürde erkek çocuk olmanın baskısı, cinsel şiddetin sessizliği, göçmen kimliğinde yarım kalmış anılar ve sanatın (hikâye anlatıcılığının) iyileştirici gücüdür. Hedef kitle, hem Batı’da Afganistan’ı sadece haber başlıklarından bilen okurlar hem de Türkiye gibi bölgesel komşu ülkelerde kendi geçmiş travmalarını başka bir coğrafyada yeniden düşünmek isteyenlerdir; ayrıca ergenlik döneminde ahlaki seçimlerini sorgulayan genç yetişkinler için de güçlü bir karakter gelişimi sunar. Benzer eserler arasında Khaled Hosseini’nin ikinci romanı Bin Muhteşem Güneş (ayni coğrafyada kadın dayanışması), Asne Seierstad’ın Kitapçıdan Gelen Ses (Kabil’de bir kütüphane üzerinden Taliban dönemi), Elif Şafak’ın Baba ve Piç (baba-oğul gizemi), Kürk Mantolu Madonna (suçluluk-kefaret teması) ve Khaled’in etkilendiği klasikler arasında yer alan Great Expectations ile Crime and Punishment sayılabilir. Uçurtma Avcısı, 70 hafta New York Times çoksatan listesinde kalmış, 50’den fazla dile çevrilmiş ve 2007’de Marc Forster tarafından sinemaya uyarlanarak Oscar adayı olmuş; bu başarı sayesinde Afgan edebiyatı küresel okurun gündemine girmiştir.

Khaled Hosseini 4 Mart 1965’te Kabil’de doğdu; babası Afgan Dışişleri Bakanlığı’nda diplomat, annesi Farsça ve tarih öğretmeniydi. 1976’da babasının Paris görevi nedeniyle Avrupa’ya geçti; 1978 Komünist darbesi sonrası siyasi iltica hakkı alamayınca ailesi 1980’de ABD’ye yerleşti. Kaliforniya’da liseyi bitirdikten sonra Santa Clara Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldı; 1996’da iç hastalıkları, 1998’de kardiyoloji uzmanı oldu. On bir yıl boyunca Los Angeles’ta hekimlik yaparken 2003’te yazmaya başladığı ilk romanı Uçurtma Avcısı dünya çapında 12 milyon satarak doktor kimliğini yazar kimliğinin gerisinde bıraktı. Hosseini’nin üslubu, epik anlatıyı minimalist duyarlılıkla harmanlar; Afgan halk ağzındaki deyimleri İngilizceye aktarırken şiirsel Farsça kalıpları korur, zaman geçişlerini çocuk gözüyle sunar ve travmayı doğrudan değil, arka plandan süzülerek verir. Yazarın ikinci romanı Bin Muhteşem Güneş (2007) Taliban öncesi ve sonrası Kabil’de iki kadının kaderini birleştirir; 2008’de Richard & Judy Book Club Ödülü’nü aldı. Üçüncü romanı And the Mountains Echoed (2013) çok sesli yapısıyla dünya çapında çoksatan oldu. 2018’de göçmen krizi üzerine kurguladığı illustrated short Sea Prayer, UNICEF için yazıldı ve on milyonlarca okura ulaştı. Hosseini, 2006’da Goodwill Ambassador olarak Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’ne atandı; Afganistan ve Ortadoğu’daki mülteci kamplarını ziyaret ederek dünya kamuoyunu bilgilendiriyor. 2014’te Amerika Cerrahlar Koleji tarafından “hekim-yazar” kimliğiyle onursal üyeliğe seçildi; 2015’te National Endowment for the Humanities’tan “Humanities Medal”, 2018’de Anisfield-Wolf Book Awards’tan “Lifetime Achievement” ödülünü aldı. Yazar, kendini “çift vatandaş” olarak tanımlar: ABD vatandaşı olmasına rağmen Afgan kimliğini sürdürür; bu ikilem eserlerinde “ev” kavramını hem fiziksel toprak hem de taşınabilir hafıza olarak işlemesine yol açar. Halen Kuzey Kaliforniya’da yaşayan Hosseini, eşi Roya ile kurduğu Khaled Hosseini Vakfı aracılığıyla Afganistan’da eğitim ve sağlık projelerini finanse ediyor; 2022’de vakfın burs programıyla 1.000’den fazla kız çocuğu okula gönderildi. Yeni romanı üzerinde çalıştığını açıklayan Hosseini, post-Taliban kuşağının sesini global okura taşımayı hedefliyor.