Ücretsiz PDF Kitap İndir

Insanligimi Yitirirken Kitabı İnceleme

Kitap Hakkında Bilgiler

Türk edebiyatının önemli kadın yazarlarından Sevgi Soysal’ın 1975 yılında yayımlanan Insanligimi Yitirirken romanı, 12 Mart 1971 askeri müdahalesinin hemen ardından tutuklandığı dönemde cezaevinde tutulurken kaleme aldığı kurgu-dışı tanıklıklar üzerinden ilerler. Roman, önceki kitaplarında olduğu gibi açık sözlülüğü, ironik üslubu ve politik ferasetiyle okurun yüzleşmekten kaçtığı gerçekliklerle burun buruna getiriyor. Soysal, kapatıldığı hücrede yaşadığı yalnızlığı, işkenceyi, kadın mahkûmların ayakta kalma stratejilerini ve infaz sistemi içinde bürokrasinin suni ayrıntılarını otobiyografik detaylarla kurguya yedirir; fakat kişisel serencamı merkeze koymaktan kaçınır. Metin boyunca yazar, “insanın insana yaptığını” metaforik biçimde sorgularken hak, hukuk, devlet şiddeti, ideolojik yabancılaşma ve elbette cinsiyet eşitsizliği gibi temaları küçük anların içinde saklı fakat etkileyici göndermelerle işler. Bunu yaparken dilini yalın ve akıcı tutar; zaman zaman mizahın eşlik ettiği keskin gözlemler, baskı altındaki bedenin ve ruhun direnişini görünür kılar. Roman, kolektif hafızada 12 Mart’ın yarattığı travmanın bireysel sonuçlarını hem psikolojik hem de toplumsal düzlemde boyutlandırırken, yazarın “insanlık” sorunsalına dair savunmasını sunar: Aklın ve vicdanın bastırıldığı yerde insanlık da yitirilir; fakat yitirilecek şey ancak yitirilmiş gibi davranarak korunabilir. Bu çelişkili hâl, kitabın adına da yansır; çünkü Soysal metnin sonuna gelindiğinde, insanlığı kazanmanın ancak onu kaybeden sistemle yüzleşmekten geçtiğini önerir. Kısacası Insanligimi Yitirirken, sadece bir cezaevi anıtı ya da dönem romanı değil; bireyin birey olma sınırlarını ve bu sınırlar ihlal edildiğinde doğan etik sorumluluğu düşünmeye davet eden, hâl güncelliğini koruyan güçlü bir metindir.

Yazarı Hakkında Bilgiler

Sevgi Soysal (1936-1976), öykücü, roman yazarı, senarist ve çevirmen kimliğiyle Türk edebiyatının en gözü pek kalemlerinden biri olarak bilinir. Ankara Kız Lisesi ve ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nü bitiren Soysal, kısa süren müze memurluğu deneyiminin ardından edebiyata yöneldi. 1958’de evlendiği mimar Nihat Yalçınkaya’yla birlikte gittiği Almanya’da sosyoloji ve felsefe dersleri aldı; buradaki göçmen işçi serüvenlerini sonradan yapıtlarına taşıyacaktır. İlk öykü kitabı Tut Kalbini Ver Elime (1966) dönemin toplumsal gerilimlerini zarif bir psikolojik gözlemle aktarırken, ikinci kitabı Yürümek (1968) hem biçim hem içerik olarak yeni bir anlatı modası başlattı. 1969’da yayımlanan Yenişehir’de Bir Öğle Vakti ise gençlik, ahlâk ve iktidar ilişkisini kurduğu berrak kurgusuyla büyük övgü kazandı. Soysal’ın tarzında belirleyici olan, ironinin estetik düzeyde kullanımı, politik olanı kişisel yaşantı ile iç içe geçirebilme becerisi ve çoğu kez kadın bedeni üzerinden yürüttüğü özgürlük tartışmalarıdır. 12 Mart dönemindeki tutukluluk süreci, yalnızca yaratıcı edebi malzemeye dönüşmekle kalmadı; yaşadığı sıkıntılar sonrası ortaya çıkan kronik sağlık sorunları nedeniyle 40 yaşında pankreas kanserinden hayatını kaybetti. Yapıtlarında kalemini siper alan Soysal, muhalif kişiliğiyle her daim iktidar karşısında bireyi savundu; bu yüzden dönemin sansür mekanizmaları tarafından sık sık hedef alındı. Geride bıraktığı dokuz kitabı (roman, öykü ve deneme) ile birlikte çevirileri ve senaryoları, günümüzde hem akademisyenlerin hem de yeni kuşak yazarların referans noktasıdır; onun toplumsal gerçekçiliği modernist anlatı teknikleriyle harmanlayan üslubu, Türkiye’de feminist edebiyatın da erken örnekleri arasında gösterilir.

Insanligimi Yitirirken PDF İndirme Linki Oluşturuluyor...

Oluşturma işlemi başlatılıyor...